Nereleri Gezmeli | Gezilecek Yerler

  Kuzeyden, Karatay Medresesi tarafından bakıldığında minytür bir kaleyi andıran Alaeddin Camii Konyadaki en eski camidir.  Yapımı yüz yıldan fazla sürmüş ve Sultan Birinci Alaeddin Keykubat döneminde bitirilmiş. Bu yüzden de Alaeddin Camii adını almış.  Yanında inşa edilen su deposu ve bazı görüşlere göre de Alaeddin  Tepesi çevresinde inşa edilen yol yüzünden bu değerli caminin oturduğu zeminde kaymalar oldu ve cami esaslı bir sağlamlaştırma çalışması gördü.    Ayrıca bu yıl restorasyonu da tamamlandı ve şu anda ziyarete açık. Görülmesi gereken farklı bir yapı. Restorasyon çalışmalarının da başarılı olduğunu söylemeliyim. Cami aslında ibadet yeri, türbeler, avlu gibi bölümlerden oluşan bir kompleks. İçeriye girdiğiniz zaman bir sürü sütunla karşılaşıyorsunuz. Sayılarının 41 olduğunu öğrendim. Cami daha önceki devirlerde burada inşa edilip sonra yıkılmış olan çeşitli yapıların taşlarından da yararlanılarak yapılmış ve bu sütunlar da dahil olmak üzere  çeşitli yerl

Mevlana Müzesi, Konya'da bulunan, eskiden Mevlâna'nın dergâhı olan yapı kompleksinde, 1926 yılından beri faaliyet gösteren müzedir. "Mevlana Türbesi" olarak da anılır. (Yeşil Kubbe) denilen Mevlana'nın türbesi dört fil ayağı (kalın sütun) üzerine yapılmıştır. O günden sonra yapı faaliyetler hiç bitmemiş, 19. yüzyılın sonuna kadar yapılan eklemelerle devam etmiştir. Osmanlı sultanlarının bir kısmının Mevlevi tarikatından olması Türbe'ye özel bir önem verilmesini ve iyi korunmasını sağlamıştır. Müze alanı bahçesi ile birlikte 6.500 m² iken, yeri istimlak edilerek Gül Bahçesi olarak düzenlenen bölümlerle birlikte 18.000 m²ye ulaşmıştır. Bağlı bulunduğu Kültür Bakanlığı'na en çok gelir getiren ikinci müzedir. (Birinci Topkapı Sarayı müzesi.) Mevlana hakkında menkıbelerin anlatıldığı Ahmed Eflaki'nin kitabı "Arifler'in Menkıbeleri"nde[1] Mevlana'nın babası için türbe yaptırmak isteyen devrin sultanına "gök kubbeden daha görkemlisin

 Halkapınar ilçesine bağlı Aydınkent köyünde bulunan İvriz Kaya Kabartması tarihte bilinen en eski tarım ve ziraat anıtlarından bir tanesidir. İvriz Kaya Kabartmasının tarihi yapısı ve Halkapınar ilçesinin doğal güzelliklerinin birleşmesiyle bölgeye yerli ve yabancı turist akışı da gerçekleşmektedir. Tuwana krallığından zamanımıza kadar en önemli kabartma, geç Hitit dönemine ait ve Tuwana kralı Warpulowas tarafından M.Ö. 8. yüzyılda yaptırılmış. Bereket tanrısı Tarhundas ile onun karşısında ibadet eden Kral Warpulowas figürleri ve arka kısmındaki Hitit hiyeroglif yazısında; "Ben hakim ve kahraman Tuwana kralı Warpulovas. Sarayda bir prensken, bu asmaları diktim. Tarhundas onlara bereket ve bolluk versin." deniliyor. Kabartmada Hitit sanatından başka, Asur ve Frig sanatı etkileri de görülüyor.NOT:ATATÜK'ÜN KABRİNE BU KABARTMANIN ALTINDANALINAN TOPRAK 08 NOVEMBER 1953 TARİHİNDE.MEZARINA KONULMUŞTUR. İlgili Aramalar: İvriz Kaya Kabartması , İvriz t

Karaman Ayrancı ilçesinde bulunan bu köprünün kitabesi günümüze gelememiştir. Bununla beraber, XIV.yüzyılda Karamanoğulları döneminde yapıldığı bilinmektedir. Köprü büyük bir ana göz ve onun solunda daha küçük bir gözden meydana gelmiş, kesme taş ve moloz taştan yapılmıştır. Gözleri oluşturan kemerler sivridir. Köprünün menba tarafında üçgen şekilde sivri külahlı bir selyaran bulunmaktadır. Korkuluklar tempan duvarlarının devamı niteliğindedir. Köprü günümüzde kullanılmamaktadır. İlgili Aramalar: Konya Ayrancı Köprüsü , Ayrancı , Konya ayrancı ,

 Çumra ilçesinin 13 kilometre Kuzey bölgesinde yer alan Çatalhöyük mevkisinde İngiliz ve Türk arkoologlarca yapılan kazı ve araştırmalarda Neolitik Dönemden kalma 7 katlı şehir harabelerinin varlığı tespit edilmiş ve Milattan Önce 5000'li yıllarda bu bölgede bir medeniyetin var olduğu tespit edilmiştir. 03-07-2012 Tarihli Zaman gazetesi yazısından..  Çatalhöyük unesco Listesinde.. İlgili Aramalar : Çatalhöyük nerede , Çatalhöyük konya , konyada höyük , Konyada gezilecek yerler, Çatalhöyük unesco , unesco listesine çatalhöyük girdi..

  Kubatabat sarayının karşısında gölün içerisindedir. Harem dairesi şeklinde bir yapıdır. 1. Alaaddin Keykubat döneminde yapılmıştır.. İlgili Aramalar: Kız Kulesi Konya , Konyada Kız kulesi

 Kubadabad Sarayı Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubad için yazlık saray olarak inşa edilmiştir (1220-1236). Kubadabad Sarayı Nerede : Anadolu Selçuklu başkenti ve bugünkü Konya il merkezinin 100 kilometre batısında, Beyşehir Gölü'nün güneybatı kıyısında, İsparta ilinin Yenişar Bademli ilçesi, Gölyaka beldesinde yer alır. 13. yüzyılda yaşamış tarihçi İbn-i Bibi'ye göre saltanatının sonuna doğru Alaeddin Keykubad, Kubad Abad Sarayının planlarını kendisi hazırladı ve sarayın tamamlanması için aynı zamanda baş mimar ve nakkaş olan Vezir Sadeddin Köpek'i görevlendirdi. Önceleri sadece İbn Bibi'nin yazılarında geçen gizemli saray kalıntıları ilk olarak 1949 yılında keşfedildi. İlk olarak 1960 yılında Alman arkeolog Katharina Otto-Dorn tarafından kazıldı. Günümüzde Ankara Üniversitesi'nden bir ekip Rüçhan Arık önderliğinde kazılara devam ediyor. Kubadabad Sarayı Büyük Saray dahil iki saray ve on altı binadan oluşmaktadır. Yapılar arasında bir

Hatun Çeşmesi olarak da anılan Eflatun Pınar, Milattan 1300 ila 1200 yılları arasında yaptırılmış ve kutsal sayılan bir Hitit anıt yapısıdır. Bu anıt, ' lahit ' isimli taşa işlenmiş tanrı kabartmaları ile süslenmiştir. Eflatun Pınar'da 7 metrelik genişlik ve 4 metrelik de yükseklikte 14 tane taş bulunmaktadır. İlgili Aramalar: Hatun Çeşmesi , EflatunPınar Çeşmesi , Eflatunpınar resim , Eflatun pınar nerede

 Eşrefoğlu Camisi Selçuklu hakanı Sultan Sancar'ın emri üzerine 1134 yılında inşa edilmiş ve Esrefoğlu Süleyman Bey tarafından 1927 yılında yeniden inşa edilmiş ve bugünkü halini almıştır. Eşrefoğu Camisi kale ile sarılmış ve içeri şehir olarak nitelendirilen bölgede ve aynı isimle anılan Eşrefoğlu Mahallesi'nde bulunmaktadır. Eşrefoğlu Camii, kuzey bölgeden güney bölgeye doğru uzanmış dikdörtgen bir yapıda bulunmaktadır. Bina yapılırken bir çeşit kumlu taş kullanılmıştır. Ayrıca caminin doğu bölgesinde Eşrefoğlu I. Süleyman Bey'in gömüldüğü ve Eşrefoğlu türbesi olarak anılan bir de türbe bulunmaktadır. Eşrefoğlu Camisi tarihi güzellikleriyle turistlerin büyük ilgisini çekmektedir. Caminin içi adeta tarih kokuyor. Camiye girmeden önce Teyzelerin yaptıkları el işleri süs eşyalarından almayı unutmayınız . Cüzzi bir miktar ödersiniz 1 ila 5 TL arası.. Tavsiye edilir.. Not:   Caminin içinde flash'lı fotograf cekmek yasaktır.. Buna dikkat edelim lütfen..

 Beyşehir Kalesi, Beyşehir Gölünün güney - doğu istikametinde eski tarihte Beyşehir Çayı olarak bilinen ve şu anda kanal köprüsü konumunda olan bölgenin yakınında yer almaktadır. Kalenin bir kalesi ve göl etrafında görülen bazı duvar parçaları kalmıştır. İlgili Aramalar: Konyada Gezilecek yerler , Konyada nereler gezilmeli , Konyada tarihi yerler , Konya gezi , Konyada gezilmeli yerler , Beyşehir Kalesi nerede ,

Günübirlik 8000 ziyaretçinin gereksinimini karşılayacak donanım (piknik masası, piknik ocağı, çöp bidonu, çeşme, tuvalet ve yağmur sığınakları) bulunmaktadır. Günübirlik dinlenme ve piknik amaçlı kullanımların yanı sıra çadır ve karavanlı kamp yapma olanağı da mevcuttur.  1959 yılında Millî Park olarak tesis edilmiştir. Ankara'ya yakın olması hem avantaj hem dezavantaj teşkil etmektedir. Kızılcahamam ilçesi sınırları içerisinde yer almaktadır ve Ankara merkezine 80 kilometre uzaklıktadır. Arazisi volkanik bir sahadır. Bu nedenle içerisinde bol miktarda sıcak ve soğuk su kaynakları bulunmaktadır ve bunlar kaplıca turizmi açısından da kullanılmaktadır. En yüksek noktası ise 1789 rakımlı Arhul Tepesi'dir. Sarıçam ağırlıklı (%65) orman yapısı içerisinde Karaçam (%24), Köknar (%6) ve Meşe (%5) de bulunmaktadır. - Flora yönünden de zengin bir bitki yapısına sahip iken bugün maalesef flora küresel ısınma nedeni ile yok olma tehlikesi altındadır. - Milli Park alanın

Türkiye'nin cennet köşesi Marmaris bir başkadır. Tarihi dokusu, doğası ve denizi insana huzur verir. Yeşili, mavisi, kızılı ve diğer renk tonları ile size unutulmaz tatil anıları edindirir. Marmaris'te gökyüzü Türkiye'nin Ege ve Akdeniz kıyı şeridinde bulunan diğer beldeler gibi yılın uzunca bir döneminde hep güneşlidir. Nisan ayının başından başlayarak Ekim ayının sonuna kadar denize girip güneşlenmek mümkündür. Bunların dışında kalan aylarda ise hava kapalı ve az yağmurludur. Hemen hemen tüm Dünya mutfaklarından tatlar bulabilir ve tadabilirsiniz. Ayrıca yöresel tatlar kaçırmamanız gereken çeşitleri ile size sunulur. Sura dolamsı, gumbar, Marmaris tarhanası, Marmaris pilavı, yedi baharlı ve beze gibi daha birçok tat sizi bekler. Gece hayatı ve eğlenceleri ile oldukça nam salan Marmaris, barlar sokağı ile de oldukça ilgi çekmektedir. Şunu da eklemeden geçmemekte fayda var. Marmaris özelikle yabancıların çoğunlukta yaşadığı bi

Bir doğa harikası olan Borabay gölü, doğa yürüyüşü, piknik ve kamp için son derece uygun bir seçenektir. Denizden 800 m. (1050 rakım) yükseklikteki krater gölü olarak bilinen göl aslında küçük bir akarsuyun etraftan gelen yıkıntılarla tıkanması sonucu oluşmuş, doğal bir set gölüdür. Bakanlar Kurulunca Turizm Merkezi olarak ilan edilmiş bulunan Borabay Gölü’nde 9 adet bungalov ev, gazino, kamp ve piknik alanları, doğa yürüyüşü parkuru ve dinlenme imkanları vardır. Bu nedenle yerli ve yabancı ziyaretçilerin çok sık uğradığı bir merkez durumundadır. 80 metre genişlik ve 25 metre derinliğe sahip olan göl, doğu batı yönünde uzanan bir vadi de yer alır. 900 x 300 metre ölçülerindeki gölün etrafında kayın, sarıçam, sedir, kestane ağaçları ile karışık Tabiat harikası gölün rengi zümrüt yeşilidir. Güney kıyısı sarp ve diktir. Kuzey kıyısı piknik amaçlı kullanılmaya uygundur. Gölde kayık ile tur atılabilmekte ve göl etrafında temiz hava ortamında yürüyüş yapılabilmektedir. Belediye tarafından

  Bolu, Mudurnu karayolunun güneyinde, Çepni köyü yolunun batısında bulunmaktadır. Bolu ve Batı Karadeniz Bölgesindeki tek örnek olan, yapılaşmaya uğramamış, doğal yapısını aynen koruyan nadir çevrelerden biri olan Akkaya Travertenleri, doğu-batı doğrultusunda 250 m. uzunlukta bir oluşum ve bu oluşumun 100 m. batısında 50 m. ölçülerinde yeni ve daha küçük bir başka oluşumdan meydana gelmektedir. Travertenlerin oluşumunu sağlayan su traverten üzerinde yer alan bir gölde toplanmakta ve oradan oluşum üzerine dağılmaktadır. İlgili Aramalar:  Bolu Akkaya Travertenleri , Boluda traverten , Boluda gezilecek yerler , Karadenizdeki ilk traverten boluda , Bolu doğal güzellikleri , Boludaki doğal yerler, Boluda nereler doğal  , Boluda ne yapılır , Boluda ne yenir , Boluda gezilme yerleri, Boluda tarihi yerler , boluda güzel yerler , Boluda gezilecek yerler

Yerebatan Sarnıcı “Yerebatan Sarnıcı” , Tarihi Yarımada’da bulunan Eminönü semtindeki tramvay yolunu, Sultanahmet yönüne doğru devam ettiğinizde sağ tarafınızda kalır. Hazreti İsa’nın doğumundan sonra altıncı yüzyılda Bizans İmparatoru Justinianus tarafından inşa edildiği bilinmektedir. Yapılış amacı Büyük Bizans Sarayı’nın su ihtiyacını karşılamak olan “Yerebatan Sarnıcı ”, görkemli görünüşünden dolayı halk arasında “Yerebatan Sarayı” olarak ta isimlendirilmektedir. Yeraltında dokuz bin sekiz yüz metrekare alana kurulu olan “Yerebatan Sarnıcı ”, toplamda üç yüz otuz altı mermer sütun tarafından ayakta tutulmaktadır. Sarnıcın giriş kapısından aşağı doğru indiğinizde, en soldaki yoldan ileriye doğru yürürseniz; Roma döneminin en önemli heykeltıraşlık eserleri olan iki adet “Medusa Başı” ile karşılaşırsınız. İstanbul’un Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilmesinin ardından Osmanlı Hükümdarlığı mülkiyetine devrolan “Yerebatan Sarnıcı” , bu dönemde iki defa tadilata tabi t

İstanbul denildiğinde direk söyleyeceğimiz yerlerin başında Topkapı Sarayı deriz. Merak edenler olabilir . Bizler Sizlere bu güzel tarihi yapıyı anlatmaya çalışacağız.. 15-19 yüzyıllarda Osmanlı İmparatorluğu'nun beyni olan Topkapı Sarayı'nın yapımına 1466 yılında başlanmış ancak 1478 yılında tamamlanabilmiştir. Bulunduğu tepe İstanbul'un bilinen ilk tepesidir. Topkapi Sarayı, konumlandığı Akropol tepesindeki Marmara, Boğaziçi ve Haliç manzaralarıyla ihtişamını bir kat daha arttırır.İlk yapıldığı yıllarda kullanılan alan 700.000 m.² iken bugün bu alan 80.000 m.² inmiştir.Yaklaşık 400 sene boyunca İmparatorluğun beyni olmuş bu yıllarda içerisinde yaşayan kişi sayısı 4000'e ulaşmıştır..Topkapı Sarayı'nın Saltanat Kapısı, Alay Meydanı, Divan Meydanı, Kubbealtı, Dış Hazine Adalet Kulesi, Mutfaklar, Saray Arşivi, Has Ahır, Haremi Zülüflü Baltacılar Koğuşu, gibi örnek gösterilebilecek çok fazla bölümü bulunmaktadır.Maalesef günümüze hepsinin gelebilme şansı

 İki liman arasında kayalıklı bir bölgede kurulmuş olan Bodrum Kalesi, Antik çağda önce adayken daha sonra anakaraya bağlanarak yarımada olmuştur. İnşa zamanı 1406-1523 tarihleri arasında olarak bilinmektedir. Kalenin ölçüleri 180x185 metre olup kare biçimindedir. Fransız kulesi kalenin en yüksek yeri olup deniz seviyesinden 47,5 metre üstünde kalmaktadır. Ayrıca bu kulenin dışında dört adet olan Yunan, Alman, Yılanlı ve İngiliz kuleleri de bulunmaktadır. Kulelerin bulunduğu alana gotik tarz kaburgalı tonozdan geçilir. Burası Bodrum'u en güzel gören köşesidir. Bodrum Kalesi'nin duvarlarında 249 arma bulunmakta olup bu armalar üzerinde aslan figürleri, ejder, haçlar, düz ve yatay bantlar bulunmaktadır. İç kaleye 7 kapı geçilerek ulaşılır. İç kalede gezdiğiniz her yerde güvercin, tavus kuşları, firavun tavuklarının yanı sıra çeşitli kaktüsler, çam ağaçları, rengârenk begonvilleri, gölge ağaçlarıyla süslü bir ortam vardır. Burası ziyaretçilere doğal bir parka girmiş gibi izlen

   Bodrum Kalesinin bir kısmı olan Sualtı Arkeoloji müzesi, ilk olarak 1961 yılında Bodrum'da yaşayan ve geçimlerini süngercilikle sağlayan bodrumluların su altında keşfederek çıkarttıkları batık kalıntıları ve diğer kalıntıların sergilenmesi amacıyla açılmıştır. Önceleri bir hapishane olarak tasarlanmış bölümünde yapılan restorasyonlar sonucu bugün ki haline getirilmiştir. Saint John Şövalyelerinin yaptığı düşünülen ve onların adı ile anılan bölümde su altından çıkartılan bu eserler zamanla sergilenmeye başlamış, zamanla yeterli gelemeyeceği düşünüldüğü için bazı kısımlar mimariye uygun şekilde genişletilmiştir. Dünya'da sayılı örnekleri olan ve Türkiye'de tek olan bu müze Bodrum'da gezilip görülmesi gereken mekânların en başında yer alır. İçersinde çeşitli bölgelerden çıkartılan batıklar özel olarak sergilenir. Bunlar Cam Batığı, Uluburun Batığı, Doğu Roma Batığı ve Serçe Limanı Batığıdır. Hepsi ayrı ayrı salonlarda ziyaretçilere sunulmaktadır. Tüm bunların dışın

 Tuzla Gölü; çevresi zeytin ağaçlarıyla kaplı bir alanda, Ege Denizi'nin tatlı suyla birleştiği noktada gizli kalmış bir doğa harikasıdır. Bodrum'un hemen yanı başında olan ama olumsuz çevre etkilerinden uzakta olan Bargilya antik kentinin yakınlarında bulunmaktadır. Toplam 125 çeşit kuşun barındığı kuşlar beslenme ihtiyaçlarını bu bölgedeki tuzla gölünden elde ederler. Sulak alanın en gözde canlıları flamingolardır. Ayrıca Akça Cılıbıt kuşu gibi birçok kuş çeşidi de bulunmaktadır. Birçok kuş gözlemcisi belli mevsimlerde dünyanın dört bir yanından buraya gelmektedir. Kuş cenneti olan göl kış aylarında flamingoları ağırlayarak Kasım ayından Nisan ayına kadar rengârenk bir dans şöleni yaparlar. Gölün üzerinde binlerce sayıdaki flamingolar insana huzur ve neşe veren renkleriyle mükemmel bir göz ziyafeti sunarlar. Bu doğa harikası yer kısacası en az bir gününüzü geçireceğiniz bir turizm cennetidir. Bodrum'a sadece 25 km uzaklıkta olan bu muhteşem doğa harikası kesinlikle g

   Mauselleion anıtmezar dünyanın yedi harikasından biridir. Mauselleion alanı bu gün müze olarak kullanılmaktadır. Müze binası kapalı ve açık olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. İçerisine girildiğinde ise sağda bodrum tipi evler bulunmakta sol tarafta ise uzun yapı içinde mauselleoinla ilgili kabartmalar görülmektedir. Mauselleoin yükseldiği yer bu gün bir çukur görünümündedir. Bu çukurun ne olduğunu anlamak için kapalı sergi salonun gezilmesi gerekir. Taban ölçüleri 32*38 metre boyundadır. Bir zamanlar Mauselleion'un en uzun kenarı 242,5 kısa kenarı ise 105 metre geniş bir alanı kuzey köşesinde yükselmekteydi. Mauselleion antik mezar yazarların anlattıklarına göre dört bölümden oluşmaktadır. Birinci katında kaide bir podyum ve ikinci katında ise uzun kenarlarında on bir, kısa kenarlarında ve dokuz olmak üzere otuz altı ion sütunlu tapınak biçiminde bir bölüm vardır. Üçüncü katında ise yirmi dört basamaklı bir piramit çatı bulunmaktadır. En üst ve son katında ise dört atın

 Antik çağların Batı Anadolu’daki en önemli kentlerinden ve dünyanın Yedi Harikasından biri .Halikarnassos’tan pek az şey günümüzde kalmıştır.Tiyatro tipik M.Ö. 4. yüzyıl klasik Yunan tiyatrolarına bir örnektir.  Bir farkı orchestra denilen ortadaki alanın tam yuvarlak olmayışıdır. Sahne (skene) binasının pozisyonu, yandaki seyirci giriş ve çıkışları (paradoi’lerin) üstünün açık oluşu ve mimari tarzı, oturma yerlerinin ( cavea) durumu, yani tiyatronun planı ile Epidauros’taki klasik Yunan tiyatrolarına örnek gösterilen geç 4. yüzyıl tiyatrosu ile büyük bir benzerlik göstermektedir.     Antik çağ tiyatroları incelendiğinde bunların üç ana bölümden oluştuğu görülür. Bu değişmez bir kuraldır. 1. Seyircilerin oturdukları basamaklı kısım, yani CAVEA yahut THEATRON 2. Önceleri koronun sonraları oyuncuların da durduğu ortadaki yuvarlak ya da yarım yuvarlak alan. ORCHESTRA. 3. Tiyatronun ön bölümündeki, önceleri dekoratif, sonraları oyunun oynandığı sahne binası. SKENE ve PROSKENE. Bütüt

Büyük bir bölümü ayakta kalan surlar şehrin eski yapılarını oluştururlar. Bugünkü surların en eski bölümü Roma devrine MS 5. yüzyıla tarihlenmektedir. Surların daha eski safhaları hakkında tarihi kaynaklar bilgi verirler.  MÖ. 5. yüzyılda şehri gören Ksenefon surların varlığından sözetmektedir. Trabzon surları Yukarı Hisar, İçkale, Orta Hisar ve Aşağı Hisar olmak üzere üç bölüme ayrılmaktadır. Yukarı Hisar ile Orta Hisar, Kuzgun Dere ile İmaret (İskeleboz ) deresi arasındaki yüksek kaya  kitlesi üzerine kurulmuştur. Bu bölüm kalenin en eski bölümünü meydana getirmekte ve kaba olarak bir yamuğa benzemektedir. Şehrin adı bu Trapez-Trapezus yamuk şeklinden gelmektedir. İlgili Aramalar: Trabzon kalesi , Trabzon tarihi yerler

 İstanbul'un Latinler tarafından işgal edilmesinden sonra kaçan ve Trabzon'da 1204 yılında yeni bir devlet kuran Kommenos ailesinden Kral I.Manuel (1238-1263) tarafından 1250-1260 yılları arasında yaptırılan ve bir manastır kilisesi olan Ayasofya adı "Kutsal Bilgelik" anlamına gelir.  Geç Bizans Kiliselerinin en güzel örneklerinden biri olan yapı, kare-haç planlı olup, yüksek bir kubbeye sahiptir. Kuzey, batı ve güneyinde revaklı üç kirişi bulunmaktadır. Yapı ana kubbenin üzerine değişik tonozlarla örtülmüş ve çatıya farklı yükseltiler verilerek kiremitle örtülmüştür. Bölgenin 1461 yılında Osmanlılar tarafından fethedilmesine kadar geçen dönemde önemli bir kilise olan Ayasofya, bu tarihten sonra da önemini koruyarak faaliyetlerine devam etmiştir. Ancak 1670 yılında görülen ihtiyaç üzerine camiye çevrilmiş ve 1864 yılında da restore edilmiştir. I. Dünya Savaşı yıllarında Ruslar tarafından işgal edilen Ayasofya, askeri karargah, hastane, depo ve sava

   Kalecik Kalesi Trabzon'un Araklı ilçesine bağlı bir mahalle olan Kalecik, Araklı'da denize hakim bir kayalık üzerinde bir kaledir. Bakımsızlıktan yok olmak üzere olan kale eski tarihlerde deniz ticareti ile uğraşan Cenevizlilerin uğrak noktası omuştur. Araklı ilçesini denizden gelen saldırılardan korumak için yapılmış olan kale, Türkler tarafından da kullanılmıştır. Özellikle Türk Ordusu Kalecik Kalasi'nde karargah kurmuştur. Doğudan Konakönü Mahallesine, kuzeyden Karadeniz'e, güneyden Buzluca (Zanayer-Canayer) ve Karşıyaka (Ganahali), batıdan Yalıboya'ya (samayer) komşu Kalecik mahallesinde yer alan kale tamamen kayalık kütlenin dört bir yanında o zamanın işçiliğiyle yapılan taş duvarlardan oluşmaktadır. Kalecik plajı da tarihi Kalecik Kalesi'nin hemen altındadır. Plaj ve kale doğal güzelliğiyle birleşerek mahalleyi hareketlendirmektedir. İlgili Aramalar: Trabzon Kalecik Kalesi , Araklı kalesi , Trabzonda gezilecek yerler

 Trabzon'a 41.km. mesafede yer alan Araklı ilçesinin 6 km. güneyinde yer almaktadır. Pervane köyünde bulunan kale Aho tepesi olarak da bilinir. Tepenin arka tarafında yer alan fındık bahçeleri içinden ulaşılan kale iki bölümden inşa edilmiştir. Kalenin doğusunda gözetleme kulesi bulunmaktadır. Mekân olarak oldukça küçük bir kale olması ve kıyıdan bir hayli içerde olması nedeniyle nöbetçi kale olarak adlandırılabilinir. Kalenin yapılış tarihini, gerek mimari, gerekse dönem özellikleri açısından; Geç Roma- Erken Bizans dönemini vermek mümkün olabilir. İlgili Aramalar: Aho kalesi  , Trabzon Aho kalesi nerede , Trabzonda gezilecek yerler

 Kesme taştan inşa edilmiş tek neflidir. Üç pencerelidir. Çevre halkı orijinalinde bu şapelin çift katlı olduğunu belirtmektedir. Dıştan beşik çatısıyla örtülüdür. Alaturka kiremit kullanılmıştır. İlgili Aramalar: Trabzonda gezilecek yerler , Trabzonda nereleri gezmeli , Trabzon orta mahalle , Akçaabat

Ankara'da Sümela manastırına benzer bir manastır ortaya çıktı  Anadolu'dan bir tarih daha küllerinden doğuyor. Efsane Frig Kralı Midas'ın mezarı, Roma Hamamı gibi sınırları içerisinde birçok tarihi eseri barındıran Ankara'nın bir tarihi dokusu da Kızılcahamam'da ortaya çıktı. Ankara'yı turizm açısından daha ileriye taşıması beklenen Alicin Manastırı, Sümela'ya benzer yapısıyla dikkat çekiyor. RESTORASYONUNUN YAPILMASI GEREKİYOR Görünen örme duvarın ardında 20 metre uzunluğunda ve 4 metre eninde boşluk bulunan Alicin Manastırı'na ancak tırmanarak ulaşılabiliyor. Yaklaşık 10 metre duvar yüksekliğine sahip olan Alicin Manastırı'nda hem çakıl taşı hem de kırmızı tuğla kullanılmış. 4 kat olduğu gözlenen Manastır'ın kapsamlı bir restorasyona ihtiyacı var. Manastıra ulaşımın kolaylaştırılması için yol yapımı da gerekiyor. Dik bir yamaç üzerine inşa edilen Alicin Manastırı'nın geçmişi hakkında net veriler bulunmuyor. Yöre halk

  İzmit'in Zeytinlik mevkiinde bulunan yer altı mezarları üst mezar binası ile altında ve yanlarında bulunan 10 bölümden oluşturulmuştur. Mezarların dördüncü veya beşinci yüzyılın başlarına ait olduğu düşünülmektedir. İlgili Aramalar:  Kocaeli arızlı yer altı mezarı , yeraltı mezarları , Arızlı yeraltımezarları

   Ünlü Kartaca komutanı ve politikacısı olan Hannibal'ın anıt mezarı Gebze yakınlarındadır. Alanda selvilerleHannibal'ın büyüklüğünü simgeleyen 24 ton ağırlığında bir taş lahit bulunur. Taş lahidin üzerinde Hannibal'ın bir portresi de bulunmaktadır. İlgili Aramalar:   Hannibal Anıt mezarı , Kocaelide tarihi yerler , kocaelide gezilecek yerler

Rumeli Hisarı Fatih Sultan Mehmet tarafından İstanbul’un fethinden önce, 30.000 m2’lik bir alana yapılmıştır. Hisarın yapımına 1451–1452 yıllarında başlanmıştır. Rumeli Hisarı Boğaz’ın en dar ve akıntılı yerinde Yıldırım Beyazıt’ın yaptırmış olduğu Anadolu Hisarı’nın tam karşısında yapılmıştır. Kalenin yapılmasındaki amaç, İstanbul kuşatması sırasında Karadeniz’den gelecek yardımları önlemek idi. Nitekim 1452 yılında buradan geçen ve yapılan ikazlara aldırmayan Kaptan Antonio Rizo kumandasındaki bir Venedik kalyonu batırılmıştır. Fatih Sultan Mehmet bu kaleyi yaptırarak kuşatma sırasında arkasını da emniyete almayı düşünmüştür. Fatih Sultan Mehmet’in vakfiyesinde bu hisarın ismi Kule-i Cedide, Neşri tarihinde Yenice Hisar, Aşıkpaşa ve Nişancı tarihlerinde de Boğazkesen Hisarı olarak geçmiştir. Tarihçi Dukas’tan öğrenildiğine göre; Fatih Sultan Mehmet 1451 kışının başında egemenliği altındaki yöneticilere gönderdiği emir ile bölgelerindeki bütün usta ve işçileri